Filistin devletinin kurulması, tarihsel ve siyasi açıdan önemli bir konudur. Filistin, Orta Doğu’da yer alan ve tarih boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıyan bir bölgedir. Bu topraklar, uzun yıllar boyunca farklı yönetimlerin hâkimiyeti altında kalmıştır. Filistin halkı, uzun yıllar boyunca kendi bağımsız devletlerini kurma arzusunu taşımıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Dağılmasıyla Birlikte Kuruldu
Filistin devletinin kurulması süreci, 20. yüzyılın başlarından itibaren hız kazanmıştır. I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasıyla birlikte, Filistin toprakları üzerinde İngiliz mandası kuruldu. Bu dönemde Filistin’deki Arap ve Yahudi nüfus arasında siyasi ve toprak anlaşmazlıkları başlamıştır. Filistin, 1947’de Birleşmiş Milletler tarafından iki devlete bölünme önerisiyle karşı karşıya kaldı. Bu öneriye göre Filistin toprakları, bir Arap devleti ve bir Yahudi devleti olarak iki ayrı devlete ayrılacaktı.
İsrail Devletinin Kurulması Filistin’e Toprak Kaybettirdi
Ancak, bu öneri Araplar arasında genel bir kabul görmemiş ve Filistin’deki Arap toplumu, İsrail devletinin kurulmasına karşı çıkmıştır. Bu durum, 1948 Arap-İsrail Savaşı’na yol açtı ve Filistin toprakları bölünmüş durumda kaldı. Sonrasında, 1967 Altı Gün Savaşı’yla İsrail, Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze Şeridi’ni ele geçirdi. Filistin devletinin kurulması hâlâ uluslararası düzeyde tartışılan bir konudur. Birçok ülke, Filistin devletini resmen tanısa da, İsrail ile Filistin arasındaki siyasi ve toprak anlaşmazlıklar çözüme kavuşturulabilmiş değildir. Bu durum, bölgedeki istikrarı ve barışı tehdit etmeye devam etmektedir.
Filistinlilerin Yaşadığı Topraklar 1967 Altı Gün Savaşı İle Azaldı
1967 Altı Gün Savaşı ise Filistin topraklarındaki durumu daha da değiştirdi. Bu savaş sonucunda İsrail, Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze Şeridi’ni ele geçirdi. Bu bölgeler, Filistinlilerin yaşadığı toprak kaybının en belirgin örneklerindendir. İsrail’in bu toprakları ilhak etmesi ve yerleşim birimleri inşa etmesi, Filistinliler arasında büyük bir endişeye ve uluslararası arenada tepkilere yol açtı.
Bu toprak kaybı, Filistinliler arasında büyük bir yerinden olma, sürgün ve yerinden edilme yaşanmasına neden oldu. Bugün, İsrail-Filistin çatışması hâlâ devam etmekte olup, bu durum bölgedeki istikrarsızlığın ana nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Uluslararası toplum, İsrail ve Filistin arasında barışçıl bir çözüm bulma çabalarını sürdürmekte ve iki devletli çözüm perspektifiyle bu sürece destek vermektedir.